Ey gerçeği onaylayanlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızı ve bileklere kadar ayaklarınızı mesh edin. (Maide 5:6)
Kur’an’a göre abdest şu adımlardan oluşmaktadır:
• Yüz yıkanır.
• Eller dirseklere kadar yıkanır.
• Baş mesh edilir.
• Ayaklar bileklere kadar mesh edilir.
Dikkat edilirse, Kur’an’ın tarif ettiği abdest, geleneksel anlatımlara kıyasla daha basit ve pratiktir. Ancak, atalarından gelen öğretileri sorgulamadan kabul edenler için bu durum şaşırtıcı olabilir.
Bir tarafta, "Peygamber böyle yaptı" denilerek aktarılan geleneksel abdest anlayışı; diğer tarafta ise Kur’an’ın açık bir şekilde tarif ettiği abdest şekli bulunmaktadır.
Peki, Hangi Öğretiyi Kabul Etmeliyiz?
Geleneksel abdest anlayışı, genellikle şu yanlış düşünceye dayanır:
"Allah bazı konuları eksik bıraktı ki, peygamber bunları tamamlasın."
Oysa bu iddia, Allah’ın vahyini yetersiz görmek ve Muhammed’i dinin tamamlayıcısı olarak görmek anlamına gelir. Ancak Kur’an, peygamberin yalnızca vahye uymakla yükümlü olduğunu ve dine herhangi bir ekleme yapma yetkisinin olmadığını açıkça belirtmektedir.
Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Onların çoğu zanna göre hareket eder." (En'am 6:116)
Bu ayet, geçmişten bugüne birçok insanın atalarından öğrendiklerine körü körüne bağlandığını göstermektedir. Abdest konusunda da benzer bir durum söz konusudur. Bugün geleneksel abdest anlayışını savunanlar, bu bilgileri peygamberin ölümünden yaklaşık 200 yıl sonra ortaya atılan rivayetlere dayandırmaktadır.
Bu noktada akıl sahibi bir insanın sorması gereken soru şudur:
"Ben kaynağı belirsiz, kesinliği olmayan rivayetlere mi dayanmalıyım, yoksa doğrudan Allah’ın vahyine mi?"
Allah'ın vahyini dinde tek kaynak olarak görmeyip atalarından öğrendiği zanlara sarılanlar, bu tercihlerinin bir sonucu olarak ahirette büyük bir pişmanlık yaşayacaklardır. (Furkan : 26-30)
Peygamberin Nasıl Abdest Aldığını Nasıl Öğrenebiliriz?
Kur’an’ın tarif ettiği abdest ile geleneksel abdest kıyaslandığında şu farklar göze çarpmaktadır:
• Kur’an’da sayısal bir tekrar kuralı yoktur.
• Ağza ve buruna su çekmek gibi uygulamalar yer almaz.
• Ayakların yıkanması yerine mesh edilmesi gerektiği vurgulanır.
Ancak geleneksel anlayışta, “3 kere ağza, 3 kere burna, 3 kere şu bölgeye…” şeklinde sayısal kurallar getirilmiştir.
Bu noktada şu soruları sormak gerekir:
• Yüce Allah abdestin amacını temizlik olarak belirlemişken, neden 3 kere su çekmek şart koşulsun? 3 kere olunca ne değişiyor?
• Muhammed Peygamber, yanındaki insanlara ‘Aman dikkat edin! 3 kere yapmazsanız olmaz!’ gibi bir şey söylemesi mantıklı mı?
Bu sorulara samimi şekilde yanıt veren herkes, din adına uydurulan birçok kuralın aslında şeytani bir şekilcilik oyunu olduğunu fark edecektir.
Kur’an’ın Abdesti Bilimle de Uyumlu mu?
Geleneksel abdest anlayışında yer alan bazı uygulamaların sağlık açısından da sakıncalı olduğu bilinmektedir:
• Buruna su çekmek, bazı bakterilerin burun mukozasına tutunmasına ve hastalıklara sebep olabilir.
• Ayaklar yıkandıktan sonra iyi kurulanmazsa, mantar enfeksiyonları oluşabilir.
Kur’an’ın tarif ettiği abdest ise hem mantıklı hem de insan sağlığıyla uyumludur.
Son Sorular:
"Ben sadece Kur'an'a uyuyorum" diyen bir peygamber, Allah’ın tarif ettiği gibi mi abdest almıştır, yoksa ona isnat edilen uydurma rivayetlere göre mi?
Allah'ın abdest alma konusunda verdiği emirler bilim ile çelişmezken Peygamberimiz, bilimle çelişebilecek bir uygulamayı dinin içerisine nasıl sokabilirdi?
Akıl ve mantık doğrultusunda düşünmek gerekir.